Küçük Akvaryum Koyu ile tanışmamız; “Akyarlar’ı yeniden keşfediyoruz!” ismini verdiğim mini hafta sonu turumuzun Aspat ayağında; Aspat Dağı’na tırmanıp, buradaki kale kalıntılarını görmek istememle başladı. Tarihe ve trekking’e meraklıysanız, Aspat Dağı’ndaki Çıfıt Kalesi (Venedik Kalesi), Bodrum’un mutlaka görmeniz gereken değerlerinden. Aspat Kalesi’ne yürüyüş için en ideal başlangıç noktası ise Kalekent Sitesi‘nden geçiyor…
Mini Akyarlar turumuzu düzenlediğimiz gün hava çok sıcak olduğu ve sabah saatlerini kaçırdığımız için, Çıfıt Kalesi maceramızı bir başka bahara erteliyoruz (bahar ayları böyle aktiviteler için ideal, evet), ama bu vesileyle + tatlı bir takipçimizin tavsiyesi ve daveti sayesinde Kalekent’in muhteşem denizi ile tanışmış oluyoruz: Küçük Akvaryum Koyu. 💙
Kafanızın karışmaması için baştan araya gireyim: Bodrum’un adını hep duyduğunuz şu meşhur Akvaryum Koyu başka, kendisi Bitez ve Gümbet arasında yer alıyor. Tekne turlarının şaşmaz duraklarından biri olan Akvaryum Koyu’na Bitez’den yürüyerek de gitmek mümkün: Söz hazır trekking’den açılmışken, şu yazıda koya yaptığımız yürüyüşün hikayesini ve yol boyunca karşılaştığımız birbirinden muhteşem gizli koyları bulabilirsiniz.
Akyarlar Küçük Akvaryum Koyu
Akyarlar Küçük Akvaryum Koyu ise, Kalekent Sitesi‘nin kapladığı koya verilen isimmiş. Kalekent Sitesi’ni, aynı Bitez’imizin Aktur’u gibi düşünebilirsiniz; son derece köklü ve kocaman! 🙃 Sitede ufak çapta kaybolduktan sonra, sakinlerinin tadını çarşaf çarşaf çıkardığı muhteşem bir deniz manzarası ile göz göze geliyoruz… 😍
Kalekent‘in biri bu yukarıdaki☝🏼, diğeri Aspat Dağı‘nın hemen yanındaki olmak üzere iki iskelesi var. Bu iskelede de, sabah sporunu yapan iki tatlış amca var. Suyun berraklık seviyesi karşısında hayrete düştüğümüz dakikalarda, misafir olduğumuzu anlayıp bize selam veriyorlar. Aslında Aspat Kalesi‘ne nereden yürüyeceğimizi soracaktık ama, muhabbetleriyle bizi bambaşka bir yere götürüyorlar…
Yaşayacaksan burada emekli hayatı yaşayacaksın…
Zeki ve Hidayet amcalar, yeni yeni arkadaş olmuş iki kafadar. Neredeyse her sabah Aspat Kalesi‘ne yürüyüş yapıyor, sonra da uzuuun uzun yüzüyorlar. Düşünsenize; bizim turist misali peşine düştüğümüz, nice tarih meraklılarının görmek-fotoğraflamak için ülkeleri aşarak geldiği Aspat Kalesi, onların sabah yürüyüşü rotasının ta kendisi! 😳
Günlük hayat rutinleri bir yana; evlerinin muhteşem koy manzarasından Akyarlar‘ın şifa dolu havasına kadar, ne kadar şanslı olduklarının son derece farkındalar. 💕 Muhabbetlerine doyamadıkça şu Bodrum’da sık sık yaşadığım tanıdıklık hissine kapılıyorum; ve onların da yarışmaya Erenköy‘den, çocukluğumun geçtiği Ethem Efendi Caddesi’nden katıldığını öğreniyorum. Tahmin edersiniz ki derhal “Bodrum’da ne çok caddeli olduk, ne güzel olduk” sohbetime girişiyorum. 😇 Hikayelerimizdeki, jenerasyon farkına zerre yenilmeyen ortak yönleri konuştukça konuşuyoruz. Neşelerinde her şeyin tadını sere serpe çıkardıklarını belli eden bir yazlıkçı rahatlığı var; bizim ise bütün Akyarlar’ı dolaşma gazıyla epey acelemiz var…
Vedalaştığımız gibi iskeleden denize atlıyorlar. Şu “eski toprak”lar ne kadar güzel yüzüyorlar! 💙
Aspat’a doğru…
Yüzümdeki kocaman gülümsemenin bizi yoldan çıkarmasına izin vermeyip, Aspat Dağı‘na doğru ilerliyoruz. Tırmanamayacak olsak da, en azından yakından göreceğiz. Az önce bahsettiğim ikinci iskele tam burada. Aspat’a “Bodrum deniz-kum-güneşten ibaret değil” sloganımızla geldik ama, “akvaryum” tabirinin hakkını veren su resmen gözümüzü kamaştırmış durumda!
Denizden çıkınca “yazlık” kültürünün hakkını vermek için, hemen yukarıdaki minik kafeye oturuyoruz. Tavla atan iki amca, yayılmış gazetesini okuyan bir başka amca, mis gibi yazlık büfesi tostu var. Sanırım en son Küçükbük‘te bu zamanın yavaş aktığı, hatta akmadığı; şu sessiz, sakin, samimi, nostaljik “yazlıkçı ruhu” hissini yakalamıştım. O hisse yeniden kavuştuğum için ağzım kulaklarımda; hep burada kalmak, Kalekent sitesinde emekli olmak için her şeyi yapabilecek durumdayım! 🙏
Alelacele turist geldiğim Küçük Akvaryum Koyu‘ndan, günümün kahramanı amcalarla tavla atarak geçireceğim bir yaz düşleyerek dönüyorum. Kalekent‘ten ayrılmak üzereyken cıstaklı bir teknenin yaklaştığını görüyorum; Bodrum’da ne kadar çok Bodrum olduğuna en baştan şaşırıyorum. Birileri tarihin, birileri trekkinglerin, kimisi cıstakların peşindeyken; ve Bodrum bunların hepsine, hepimize yetişebiliyorken; emekliğimi geçirmek istediğim o minik kafeyi bile şimdiden bulduğum için mutluyum. 😇
Emekliliğe daha çook var ama, artık Bodrum’da her yaşımıza denk gelecek gizli küçük cennetler olduğuna güveniyorum. 👍
Aspat Koyu‘na doğru yola çıkarken, aklımdan “büyüyünce ben de onlar kadar güzel yüzeceğim” diye geçiriyorum…
☁️ Aspat Kalesi’ne yürüyüşü “Baharda Bodrum’da Yapılacak Şeyler” listenize şimdiden mutlaka ekleyin.
☁️ Küçük Akvaryum Koyu‘nun akvaryumlar ötesi denizinin tadını çıkarmak isterseniz tekneyle de gidebilirsiniz.
☁️ Güne bu hislerle başlamamızı sağlayan tüm Bodrum amcalarına; ayrıca tavsiyesi ve daveti için Çiğdem Hanım’a kocaman teşekkürler.