Bodrum’a yerleşmek için bahar-yaz dönemini tercih ettiyseniz; muhtemelen tam da şu sıralar “yazlık” bir yerde “yaz-kış” yaşamanın zorluklarını dinlemeye başlamış, inceden ürkmüş durumdasınız. ☺️ Kimileri Bodrum’un kışını başarmanın her yiğidin harcı olmadığını şiddetle iddia ederken, diğerleri “Bodrum’un kışı daha güzel!” diye haykırarak merakınızı ikiye katlıyor. 😳 Şimdi kafanızda deli sorular, ufak korkular ve ihtiyacınız olacağını hissettiğiniz tavsiyeler var. O zaman size de maceraya hoş geldiniz diyor, ve Bodrum’da iki harika kış sezonu devirmiş olmanın verdiği yetkiye dayanarak tecrübelerimizi önünüze yığıyoruz…
1. Öncelikle, “sarı yaz” denen benzersiz mevsimin tadını tepe tepe çıkarın.
Bir önceki yazıda kaldığımız yerden, Bodrum’da yaşayanların açık ara favorisi olan eylül-ekim aylarından başlayalım. Bodrum’a sezonun ilk yağmurunun düştüğü, yazlıkçı ve tatilcilerin olay mahalini koşarak terk ettiği günlere aldanıp; “yaz bitti, hava serin, denize girilmez” gibi modlara girdiyseniz, sizi ısrarla sahile bekleriz! Güneşin altında on dakika mayıştığınızda göreceksiniz ki, Bodrum’da hala yaz mevsimindeyiz.🎈
Gündüz plaj modunda olup, akşam saatlerinde inceden sonbahar kostümlerimizi giymeye başladığımız bu limonata kıvamındaki dönemi, mümkün olduğunca uzatmaya çalışmanızı tavsiye ederim. Bodrum’a taşındığım ilk sene kasımın sonuna kadar denizden çıkmamış; İstanbul’daki arkadaşlarıma “ne bitmez yazmış!” çığlıkları attırmıştım. 😝 Kimseler kusurumuza bakmasın, büyükşehrimizde herkes sonbahar moduna geçmişken-montlarını çekmişken, deniz-kum-güneşli nispet fotoğrafları paylaşmak olmazsa olmazımız. 😎
Fotoğraf demişken, sarı yaz aynı zamanda “Bodrum bulutları” demeyi çok sevdiğim köpük köpük bulutların ve aralarından sızan güneşin efsane kareler verdiği; gün batımlarının size hayatın anlamını sorgulatacak kadar güzelleştiği bir dönem.💛 Nihayet denizden çıkıp, sıradan bir gün batımında “Bodrum’a yerleşmek hayatımın en iyi kararı olabilir” diye iç çektiğinizde bir de bakacaksınız, kışı neredeyse yarılamışsınız! 🏆
2. Bir gözünüzü yerel medyada ve hava durumunda tutun.
Bodrum’a taşındığınız gibi Bodrum gazetelerinin Facebook sayfalarını takibe alın, bildirimlerini açın. Yaşadığınız yerde neler olduğunu takip etmenizin, içine çabucak girmenize büyük yardımı oluyor.
Takip etmeye başladığınızda göreceksiniz ki, karşınıza sık sık “SEL UYARISI” haberleri çıkacak. 😳 Hava durumu Bodrum için hayatın belirleyici kriteri; anında tüm haberleri ekarte edip manşetimize oturuveriyor. Gerçekten de günlük hayatımızı bir gözümüz hava durumunda yaşamamız gerekiyor. “Fırtına geliyormuş, balkondaki sandalyeleri bağladın mı?”, “yarın yağmurlu, bakkala bugün gideyim”, “sel olabilir, şarap stoklayalım” gibi absürt cümleler bize normal geliyor. 😇 Bodrum’un fırtınası başka; dün Bitez’de rüzgar seviyesi tabağımı uçuracak kıvamdaydı mesela! 😳 Sadece fırtınası değil, yağmuru da genelde “çılgın sağanak” kıvamında olunca, hava durumu tahminlerinin gösterdiği saatler bile önem kazanıyor; önleminizi aldığınız sürece kafanız rahat oluyor.
3. Her meteorolojik gelişmeyi etkinlik kıvamında yaşayın!
Yaşadıkça görecek ve hayret edeceksiniz ki, Bodrum’da meteorolojik her olay çok fazla önemseniyor, seviliyor, sevindiriyor. 😊 Pistanbul çocukları olarak havanın kapalı olmasını “hava kötü” olarak adlandırmaya alışmışız ya; Bodrum’da “kötü” diye bir şey kalmıyor, yağmurundan fırtınasına tüm hava koşulları bir heyecan dalgası yaratıyor!
Bir zamanlar sadece gökkuşağı filan çıkınca dikkat kesilen siz; kendinizi yağmuru izlemek için balkona çıkarken, şimşekleri havaifişek sanırken, her gök gürültüsünde korku filmi esprileri yaparken buluyorsunuz. 😊 Sağanak yağış uyarısı aldığınızda hangi meyhanede mahsur kalsak diye düşünüyorsunuz, ineklerin-çiçeklerin-meyvelerin mevsimini öğreniyorsunuz. Nihayet doğayla muhatap olabildiğiniz bir yerde yaşamanın avantajıyla yılın her dönemini, her hava koşulunu dibine kadar yaşıyorsunuz. Eskiden yağışlar sizin için telefonunuzdan trafik durumuna bakıp geçtiğiniz bir gündemden ibaretken, artık manzaraya bakıyorsunuz. 😍
Tam da bu satırlar yazılırken içeriden arkadaşım en heyecanlı sesiyle “SEVİM KOŞ, YAĞMUR BAŞLADI!” diye sesleniyor. 🤗 İnsan mevsimleri sevmeyi Bodrum’da öğreniyor!
4. Üç gün süren yağmur molalarıyla tanışın…
Sarı yaz dolaylarında, Bodrum’a uzun zaman sonra ilk yağmurlar düştüğünde heyecanla balkona koşmak tamam da, kışın bitmeyen yağmurlarına aynı şefkatle yaklaşmak her zaman mümkün olmuyor tabii. 😐
Öncelikle gözünüzü korkutmayayım; Bodrum’da kış öyle çok yağmurlu filan geçmiyor. Ortalama bir hesapla, ayın on günü yağmurluysa, geri kalan yirmi günü nefis güneşli.
Aklınızda bulunması gereken şey ise; Bodrum’da o çılgın sağanak yağmurun durmak bilmediği, ama gerçekten durmak bilmediği, iki-üç günlük “ev hapsi” dönemleri yaşıyoruz. “Ev hapsi” tabiri yine bir şehirli alışkanlığı tabii. Bodrum’a yerleşmek üzere olduğum dönemde, biri bana bu günlerin eve stok yapıp sevgilinizle başbaşa film izlediğiniz, sakin sakin kitap okuduğunuz, sosyal hayattan bir süre izole olmanın iyi geldiği küçük hayat molaları olduğunu anlatmıştı.💙 İşin en tatlı yanı da ertesi sabah uyandığınızda güneşin pırıl pırıl göz kırpması, ve tüm Bodrum’un kendini yeniden dışarı atması! 🎉
Anlayacağınız, yağmur durmuyor diye kendinize hayatı zindan etme alışkanlığınızı İstanbul’da bırakıp, “hayata yağmur molası” festivaline katılırsanız, Bodrum kışının tadını çıkarmış sayılacaksınız. 😇
5. Piyangodan çıkan günleri ıskalamayın!
Artık yerel medyayı takip ediyorsunuz ya, en az “sel uyarısı” haberlerini gördüğünüz sıklıkta göreceğiniz bir diğer şey de “kışın ortasında deniz keyfi” manşetleri. 🎉 Bodrum kışının kendi adıma en sevdiğim yanı, bize kışın ortasında günübirlik yaz günleri ısmarlaması. 💛 Yaz derken sadece güneşli günlerden bahsetmiyorum, o güneşin altında askılı tshirtlerle oturduğumuz günlerden bahsediyorum!🤗 Piyangodan çıkan bu günlerde, denize girip Kent TV’e haber olacak kadar cesur olmasanız bile; kendinizi dışarı atmanız, efendim Moonlight’ta, Club Gümüşlük’te yayılıp gündüz biraları yudumlamanız; doping etkisini havada kapmanız şart! Sizin büyükşehrinizde de insanlar pazar günlerini evde dizi izleyerek geçirme eğiliminde miydi bilemiyoruz, ama Bodrum’da bu alışkanlığı esefle yasaklıyoruz! 😇
6. Dört mevsimlik kıyafetler giyin.
Bodrum kışının dört mevsimin ortaya karışık hali olduğunu anlatabildiysek, buna paralel tavsiyelerimize gelebiliriz. Bodrum’da kışın kat kat giyinmeyi alışkanlık haline getirseniz iyi olur; çünkü dört mevsimi tek günde yaşadığınız çok olacak! En önemlisi, içinizde mutlaka kısa kollu bir tshirt olması lazım, piyangonun ne zaman-kime çıkacağı belli olmaz.☺️ Aynı şekilde, sabah tshirtle kahvaltıya fırladığınız günlerde muhtemelen muhabbete doyamayıp akşama bağlayacağınızı göz önünde bulundurursak; reçeteyi tshirtün üstüne ince bir kazak, üstüne de ince bir yağmurluk, bir de belki minik şal-atkı olarak yazabiliriz.✌️
Hemen şuracığa küçük bir not: Bodrum’da yaşamak insanın hayatını ister istemez sadeleştiriyor ya, kışlık dolabınız da ufalmaya başlayacak. (Yazlıkları zaten kaldırmıyoruz, onu anladınız) 😇 Biraz eşofman, bir-iki depresyon hırkası, efendim belki bir deri ceket, illa ki yağmurluk yeter gibi. Bodrum’da kışın biz bize kaldığımız noktadan itibaren sokakta adeta pijamalarımızla gezmekten hiç çekinmediğimiz, hepimize bir rahatlık geldiği kesin bilgi! 😋
7. Ve tam teçhizat bir bagajla gezin!
Bodrum’da sıradan bir arabanın bagajında bulunması gereken şeyler: yağmurluk-şemsiye kiti, piyangodan çıkacak günler için mayo-havlu ikilisi, tamamı sizin olacak bir koya çektiğinizde şak diye çıkarabileceğiniz portatif kamp sandalyeleri. 👍
8. Size en uygun ısınma yöntemini bulun ve ısınma olayını abartmayın…
Eve dönelim. Bodrum’da doğalgaz olmadığı için ısınma yöntemleri kışın en önemli mevzusu, başlı başına yazıların konusu. Gönül hepimizin evinde şömine olsun, kışlarımıza romantizm damgasını vursun istese de; genel olarak ısınma yöntemimizin klimalar ve elektrikli radyatör tarzı ısıtıcılar olduğu bir gerçek.
❄️ İlgili yazı: Hayaller Şömine Romantizmi, Gerçekler Klima Alerjisi
Evinizin imkanlarına, büyüklüğüne ve tabii maddi durumunuza en uygun olan ısınma yöntemini bulduğunuzda, gözünüzü korkuttukları kadar zor bir kış yaşamayacağınızın garantisini size bizzat vermek isterim.😇 Bebekli, çocuklu, hastalı evleri istisna tutmakla beraber, gözden kaçırmamanız gereken tek nokta, “ısınmak” derken büyükşehirli-doğalgazlı hayatınızdaki sıcacık, tshirtle gezilen ev kıvamından değil, üşümediğiniz bir kıvamdan bahsediyoruz…
İşin özeti, evinizde de kışı gerçekten kış gibi yaşayacaksınız. ☺️ Annenizin sözünü yıllar sonra nihayet dinleyip terlik giymeli, akşam polar pijamalarınızı çekmeli, kalın çoraplar ve pofuduk terlikler almalı, sabahlığınızı üzerinizden çıkaramayacağınız günlere hazır olmalısınız. Bazı günler elektrikli ısıtıcınızın önünde kamp kuracaksınız, çalışırken ayaklarınızı ısıtmak için minik bir radyatör alacaksınız, duştan çıktığınızda donmamak için o radyatörü de banyoya taşıyacaksınız. 😳 Başta epey tökezleyeceksiniz, ama sonra kendi yöntemlerinizi geliştirecek; siz de İstanbul’daki arkadaşlarının evine gittiğinde fenalık geçiren Bodrumlular kervanına katılacaksınız. 😇
9. Elektrik faturasını üzerinize aldırın ve kontrol altında tutmaya çalışın.
Takdir edersiniz ki, ısınma yöntemlerimiz hep elektrikli olunca, elektrik faturalarımız bir maaş, bir servet, bir kişisel dram haline gelebiliyor. 😣 Bu konuda alabileceğiniz en önemli önlem, faturalara itiraz edebilmek için elektriği kendi üzerinize aldırmak. Üşengeç bir insan değilseniz sayacınızın ziyaretine sık sık giderek durumu kontrol altında tutmaya çalışabilir; çok üşüyen bir insansanız başka yerlerden kısarak tasarruf yapmaya çalışabilirsiniz.
Geçtiğimiz kış ev kiralarından yüksek bir elektrik faturası ödeyen komşularımızın hikayesini, konu hakkındaki detaylı serzeniş ve tesellilerimizi aşağıdaki yazıdan okuyabilirsiniz…
💸 İlgili Yazı: Size Elektrik Kaç Gelmiş?
10. En yakın şömineli mekanı ikinci eviniz ilan edin.
Hala şaşırıyorum, hep söylüyorum; Bodrum yazlık bir yer olmasına rağmen, kışın tadını çıkarmayı İstanbul’a kıyasla çok daha iyi biliyor! Hava biraz kış kıvamına gelip, sevgili mekanlarımız çıtırdayan şömine videoları, kestaneli soba fotoğrafları, sıcak şarap partisi etkinlikleri paylaşmaya başlayınca neden bahsettiğimi anlayacaksınız. 😍
Bodrum kışının en sevdiğimiz ritüeli, şömine-soba başına kurulan masa sohbetleri. (Üşenmeyip size Bodrum’da şömine başında rakı içebileceğiniz, kahvenizi yudumlayabileceğiniz mekanları listeleyeceğimiz bir içerik yapacağız, söz.) “Sıcacık” bir müdavim ortamı istediğinizde kaçabileceğiz o doğru mekanı bulursanız, Bodrum’da kışı şarkıyla türküyle atlatacaksınız. 😇
11. Hava koşulları nasıl olursa olsun, eve kapanmayın; Bodrum’un kışını yaşamaya bakın!
Geldik en kişisel tavsiyeme: Üşüseniz de, üşenseniz de her gün dışarı çıkın; mümkünse Bodrum’un her halini yaşamaya çalışın, ve her birinden ne kadar keyif aldığınıza şaşırıp kış denen mevsimle barışın. ❤️
“Bodrum’un kışı zor” diyenlere “Bodrum’un kışı daha güzel” cevabını yapıştırın; “Sıkıcı ya, hiçbir şey yok” sananlara inat müdavimi olduğunuz mekanlardan en tatlı etkinliklere koşun.🎈
Aylık Bodrum Etkinlik Rehberi serimiz şöyle elinizin altında dursun; “Bodrum’da kışın ne yapılır?” tavsiyelerimiz de bir sonraki yazının konusu olsun… 😇