Gezeceğimiz kim bilir kaçıncı evi göstermeye giderken, “Gökçe Hanım, inanın bu kiralardan biz de memnun değiliz” diyor sözüne güvendiğim bir emlakçı, “daha geçen gün burada bir aydır ev arayan çok da tatlı bir çift sonunda pes etti ve Bodrum’a taşınmaktan vazgeçti.”. “Doğrudur” diyorum, çünkü Bodrum’da şu dönemdeki kira miktarları, maceranın daha başı!
Bodrum’a yerleşmeyi başaranların çok şanslı olduğunu düşündüğünüzü tahmin ediyorum ama, konu tam anlamıyla şanstan ibaret değil aslında. Yaşadığınız (hele hele kendinizi bildiğinizden beri orada yaşıyorsanız) şehri bırakıp gitmek, bütün alışkanlıklarınızı çok bilinmeyenli bir yerle değiştirmeyi göze almak pek kolay değil. Aldığınız riski hesaplamaya kalktığınızda çıkan rakamların da, İstanbul’daki hayat pahalılığından aşağı kalır yanı yok. Üstelik, Bodrum her ne kadar büyük şehir konforu sunmaya son derece uygun olanaklar taşısa da, burada bazı kazların ayakları alıştığınız şehir hayatınıza kıyasla çok başka! 😳
Ailemin Bodrum’a Taşınma Kararıyla İmtihanı
Bu yüzden, sevgili ailem Bodrum’a taşınmaya karar verdiğinde, ilk işim onlara Bodrum’da yaşamın olumsuz yanlarını kişisel gerçekçilik sınırlarımı zorlayarak anlatmak oluyor. Bu blogun birçok yazısında, doğma-büyüme büyük şehirliler olarak ağlanacak halimize gülümsediğimiz civarlarda, bunlara aşağı yukarı şahit oluyorsunuz. Yine de tabloyu bizimkilerin gözüne gözüne sokmak; bilerek ve göze alarak gelmelerini sağlamak istiyorum. 🙊 Nitekim, bir önceki bölümde okuduğunuz gibi, Bodrum onları sınav niteliğinde bir ev arama hikayesiyle karşılayınca, çok da dil dökmek zorunda kalmıyorum…
Kaçıranlar İçin Bir Önceki Bölüm: Bodrum’da Ev Arayan İstanbullu Halleri
Baştan başlıyorum: Daha ailem Bodrum’a ayak basmadan, bendeniz müstakbel evlerinin Kumbahçe civarlarında olması gerektiğine karar veriyorum. 😋 Bunun ilk nedeni, Bodrum’un kışında eve kapanmalarını istemediğim için (çünkü yaşı-başı fark etmeksizin herkeste o eğilim oluyor) merkezde oturmalarını istemem. Hem hayatın içinde olsunlar, hem de Bodrum huzurunu yaşasınlar istiyorum. 😇
Kumbahçe merkezin bir ucunda; hem hareketli- bol etkinlikli Bodrum kışına yürüme mesafesinde; hem de yaz curcunasından nispeten izole. Bir de Bodrum Merkez’in denizinin diğer cennet koylarımıza kıyasla pek güzel olmaması durumu var tabii. Bir yanım Bodrum’da en çok vakit geçirecekleri şeyin, en nefis lükslerinin deniz olacağını biliyor. Bu yüzden de bana yürüme mesafesinde nefis bir denize ulaşabilecekleri bir ev gerekiyor. 🏊
Ev bakma serüvenimiz Kumbahçe diye tutturmamla başlıyor ama, tanıştığımız her yeni emlak danışmanıyla ev aradığımız çember genişliyor; ve Bodrum’da ev aradığımız o hafta adeta aileme Bodrum’un merkez mahallelerinin tanıtıldığı bir hızlandırılmış tura dönüşüyor. Hem gezdiğimiz evlerin hiçbiri içimize sinmiyor, hem de lokasyon konusunda kafamız karıştıkça karışıyor…
Birilerine lazım olursa diye şu da burada dursun: Bodrum Merkez Mahalleleri
Hikayenin bu noktasında karakterlerimizi tanımanızda fayda var. Babam eski Bodrum aşıklarından. Gençliğinin tüm tatilleri burada geçmiş; Güner Pansiyon anılarını anlat anlat bitiremiyor, kızını kıskançlıktan çatlatıyor. 💙 Annem ise eski Gökçe aşıklarından. ☺️ Onun derdi Bodrum’da yaşamak değil, kızına yakın olmak. 😇 Babamızın aksine annemiz bir de gerçek bir şehir insanı olunca, beni çılgın bir Bodrum’u beğendirme stresi alıyor…
Annemin, gezdiğimiz ilk evlerle beraber anında su yüzüne çıkan “eşyalarım sığmayacak” sendromunu neyse ki çabuk atlatıyoruz. 😋 Bodrum’a büyük şehirli, üstümüze artık büyük gelen hayatlarımızın fazlalıklarından kurtulmak için taşınıyoruz.
Tam anneyi ikna etmişken, bu kez “denize yürüme mesafesinde, YO-KUŞ-SUZ” çırpınışlarımı hiçe sayan ve bizi dağ tepe dolaştıran emlakçılara takılıyoruz. Hem böyle tarif edince, hem “içi çok eski tip olmasın” deyince; üstüne de annem (sanki kızının annesiymişçesine) BALKON diye tutturunca çok şey istemiş sayılıyoruz! 😣 Hikayeyi biliyorsunuz; bize hangi evi göstermek isteseler uslu uslu gidiyoruz, ama işte dönüp dolaşıp şu yukarıdaki yazıyı yazıyoruz… 🙄
Bodrum’da yaşamak denince hayalini kurduğunuz ilk sahne?
Ailemle tam da aynı dönemde Bodrum’da ev arayışında olan, sık sık mesajlaşıp gelişmeleri kapıştırdığımız, bu blogun takipçilerinden üç çift daha var. Herkesin aradığı evden beklentileri bambaşka. Çünkü herkesin Bodrum’dan beklentileri bambaşka. Kimisi çocuklarının oynayacağı bir bahçenin derdinde, kimi köpeğini henüz sahiplenmedi ama evcil hayvan kabul etmeyen ev sahiplerine çemkirmekte; kimi en az 3 oda diyor, kimi illa deniz manzarası istiyor. Herkes, gezdiği evlere yenileri eklendikçe kriterler listesini kısaltacağına uzatıyor; kafası aşırı karışmış masum şehirlileri kurtarmak için aklıma tek bir cümle geliyor. 👇
Annemle babamı karşıma alıyorum ve onlara Bodrum’da yaşamak denince hayalini kurdukları ilk sahneyi soruyorum. Babam “sabah deniz kenarında yürüyüşümü yapıp güne yüzerek başlamak” gibi bir mütevazı bir cevap veriyor, annem “sen bize gelirsin balkonda rakı masamızı kurarız” diyor. 😍 Ha bir de, Kumbahçe’ye kanının nedense pek ısınmadığını itiraf ediyor. 😳 Tamam, 3 kriterimiz var: Denize yakın olacak, bana yakın olacak, listedeki balkon maddesi en yukarı taşınacak!
“Bana yakın olacak” dediğimiz gibi rotamızı Bitez’e çeviriyoruz, ve o akşam internetten birkaç ev buluyoruz. Yarın sabah hepsine bakmak üzere nispeten rahatlamış şekilde uyuyoruz…
En sevdiğim ev arama yöntemi!
Uyandığımızda Bodrum’un şu meşhur sağanak yağmuru YİNE tam gaz başlamış durumda; ve hava durumuna bakılırsa günlerce durmayacak. 😱 Aradığımız emlakçılar ise haliyle üşenmeye, yan çizmeye başladılar bile! Bizimkilerin öyle benim gibi iki ay ev aramaya hiç niyetleri yok, çabuk sıkılıyorlar. Buraya “bir haftada çözeriz” diye gelmişler; bak şimdi inceden paniklediler!
İş başa düşüyor; size taa bir sene önce yazdığım Bodrum’da Ev Arama Günlüğü’ndeki tavsiyemden başka alternatifimiz kalmıyor…
Gözümüze kestirdiğimiz ne kadar site varsa tek tek kapısına gidip, görevlilere kiralık ev olup olmadığını soruyoruz. Gezerken de Bitez’in avantajlarını, ben taşındığımdan bu yana bile (1 senede) ne kadar hareketlendiğini, e zaten merkeze iki adım mesafede oluşunu; denizini, doğasının yeşilini konuşuyoruz. 💚 Konuştukça onlar için (o anda üzerinden atlamakta olduğumuz yağmur göllerine-akarsulara rağmen 🙈) merkezde oturmaktan çok daha tatlı bir senaryo sunacağına ikna oluyoruz. ☺️
Ertesi gün, aileme Bitez sahiline yürüme mesafesinde, taptatlı bir ev tutuyoruz. 🏆 Yeni evimiz annemin büyük şehir eşyaları için biraz küçük, ama bir değil iki balkonu var; söyleyeceklerim bu kadar. ❤
Bizimle aynı anda ev arayan çiftlerden biri, aynı bizim gibi, beklentilerini hayallerinde canlanan ilk sahneye indirgiyorlar, ve onları çok mutlu edeceğine emin olduğum şeker bir ev tutuyorlar.
Anlayacağınız, Bodrum’da ev bulmak bir önceki yazıda gözünüzü korkuttuğum kadar zor değil; ama neyi ne kadar istediğinizi sınayan sinsi bir yanı var. Diğer iki çiftimiz farklı sebeplerle Bodrum’a taşınmaktan vazgeçiyorlar. Sanırım insan Bodrum’un ona ne kadar uygun olup olmadığını daha ev arama aşamasında hissetmeye başlıyor, ve buna gerçekten hazır olmayanların hayallerini biraz daha ötelemesi en sağlıklısı oluyor.
Bodrum hayaliniz küçük ve naif bir sahneden ibaret olduğunda ise, siz isteyin bir balkon, Bodrum size iki tane veriyor! 😋
Tahminlerime göre önümüzdeki bölümlerde bizi “eski Bodrum’u yaşamış olan babamın yeni Bodrum şaşkınlıkları” ve “gerçek bir şehir insanı olan annemin Bodrum’la imtihanı” bekliyor.
Rakı balkonlarını hazırlayın, macera asıl şimdi başlıyor. 🤗
Çok teşekkürlü not: Bir önceki yazıyı okuyup “bizim sitede ev var” mesajları atan, sorup soruşturmaya üşenmeyen herkese kocaman öpücükler.