Yarın akşam, Kule Bar 10. yıl konserleri başlıyor. Hiç şakası yok, 10. yıl diyor. 😳 Etkinlik sayfasını gördüğüm anda ilk verdiğim tepki; “Kule 10 yaşındaysa, ben kaç yaşındayım acaba?” oldu. 33 yaşındayım. 23 yaşımdan beri olmuş, her Bodrum tatilimin, her gecesini Kule’de kapadım. Yaşımı başımı aldığımın -benim aksime- farkında olan insanlar “hala mı Kule?” dedi, ben cevap olarak Bodrum’a taşınmamın ilk hafta sonuna denk gelen doğum günümü yine orada zıplayarak kutladım. 😇 Şimdi çıkıp “Kule 10 yaşında” dediklerinde bir an dumur oldum; orada kaç anım var sayamadım. Bu yazı da biraz duygusal, biraz kişisel olacak sanırım…
Hey gidi BBC gençliği!
Benim yaşlarımdakiler bilirler, Bodrum’da bir zamanlar ilk göz ağrımız olan BBC vardı. Bugün Belediye’nin kocaman Mahfel Cafe‘si var ya, orada. Bodrum’da BBC genci olmayı yaşamış şanslı nesilden biri olarak, cıstaklar içinde tek sığınağımız Körfez kaldı sonra. Kule ise daha açıldığı gün ismindeki o havalı “Rock City” ekiyle “hadi Bodrum’a gidelim” sebebi, ilk yazdan itibaren Körfez’e kardeş oldu benim için. Üç günlük tatilde başka başka yerlere gitmek-gezmek gerekirdi ama bizim tayfa için ritüel her zaman Körfez’de demlenip Kule’ye geçmekti.
Kule‘de kaç anım var sayamadım dedim ya; orada eğlenmenin dozunu kaçırdığımız geceler de oldu, sezon dışı zamanlarda en kankam gruplarla konser vermeye geldiğimiz de. Ruhu müdavim olanlar iyi bilir, bir yerin bu kadar “sizin” olması başka bir şeydir. Bu misyonu benim için yıllardır Caddebostan Sheriff üstlenmişti. Ne zaman ki Sheriff, kentsel dönüşüme kurban gidenler kervanına katılıp “Eski Sheriff” oldu; o zaman benim için “İstanbul’dan taşınma çanları çalmaya başladı” şakaları gündeme geldi…
Kış Kule’si daha güzelmiş ki…
Sonra Bodrum’a taşındım. Kule yaz-kış hep açık. Hatta aynı Bodrum gibi, kışı daha güzel. Şimdi yaz saatine göre değil, daha happy hour dolaylarında gidiyoruz. Gecenin ilerleyen saatlerinin yazdan çok farkı yok; sadece tuvalet kuyruğu daha az. 😝 Bir de konserler var ki, bence Kule’nin kışının daha güzel olmasının başlıca sebebi. Geçen gün İstanbul’da en çok dinlediğim gruplardan Luxus bile geldi, okumuşsunuzdur belki, benim için duble mutluluk sebebiydi. 😇
Bodrum’a taşındığımdan bu yana, hafta ıskalamaksızın en az bir gece hala oradayım, ve her seferinde tüm o anılar gözümün önünden geçiyor. Yetmezmiş gibi, Kule her zaman ‘bizim zamanlar’dan çalıyor. 90’ların, gençliğimizin, hatta 80’lerin bizim çocukluğumuza damgasını vuran parçalarını asla bir kenara bırakmadı. Geçenlerde bir yerlerde “Playlist’i hala mı aynı!” yorumunu okuyunca büyük gülümsedim. Tabi ki aynı değil; en yeni, sadece 20’li yaşlarının başında olanların bildiği parçaları da çalıyor ama; hiçbir zaman klasiklerimizden ödün vermedi. Ve sanırım müzik zaman makinelerinin en etkilisi. ❤
Benim için Kule bu yüzden bir Bodrum klasiği, neresinden tutsam bir zaman makinesi. Artık Bodrum’da yaşayan biri olarak, ne zaman geçmişi özlesem, bir bira yakınımda bulabileceğim o “city”. 10 yıl öncesine ışınlanma garantili. ☺
Başıma bir şey gelmeyecekse içtenlikle itiraf ediyorum: 40 yaşında da olsam, yeni nesil tatilciler bilmedikleri şarkılarda zıplayan teyzeye garip bakışlar fırlatacak da olsa; Kule’de daha çok anım olacak. “Hala mı Kule?” diyenlere gelince; onlar her yaz tatil planları konuşulurken bana “hala mı Bodrum!” diyenlerle aynı kişiler herhalde. “Anlayamasınız” diye gülümsüyorum, anlayan anlıyor biliyorum; “hala Bodrum, hala Kule“ diyorum. 😇
Sizinki neresidir bilmiyorum ama; her halimizi gören, bizi elinde büyüten, bir zamanlar kim olduğumuzu hatırlatan ve büyüsek de yaşlanmadığımızı hissettiren o en sevdiğimiz yerlerde geçecek nice senelere… 🎂
